Lütfen bekleyiniz... Lütfen Bekleyiniz.

Umre - Hac Tanımlar ve Terimler

HAC   :   İslam’ın şartlarından biri olup Kabe’yi ve civarındaki ibadet için işaret buyurulan özel yerleri belirtilen vakit içinde usulüne uygun olarak ziyaret edip, yapılması gerekli menasiki yerine getirerek eda edilen farz ibadettir.
UMRE   :   Mikatte ihramlanıp niyetlenerek Kabe’yi ziyaret ve tavaf edip, Safa ve Merve arasında sa’y yaptıktan sonra saç kestirilip İhram’ın sona ermesiyle tamamlanan bir ibadettir.
MENASİK   :   Hac ve Umrenin eda edilişiyle ilgili amellerin tamamına menasik denir.
MİKAT   :   Hill bölgesini dünyanın diğer bölgelerinden ayıran sınırlardır. Harem ve Hill bölgeleri dışında yaşayan dünya Müslümanları, Hac veya Umre yapmak niyetiyle Mekke’ye gelirken bu sınırlardan ihramlı geçerler.
İHRAM   :   Hac veya Umre yapmak isteyen kişilere sair zamanda helal olan bir kısım fiil  ve davranışların, niyetle başlayarak bu ibadet bitinceye kadar yasak kılınmasıdır.
ERKEKLERİN İHRAM ELBİSESİ   :   İzar ve Rida adı verilen, beyaz renkli olması daha uygun görülen, modeli ve dikişi olmayan, bir parçası belden bağlanarak diğeri de omuzdan sarkıtılarak vücudu örten iki parça kumaştır.
KADINLARIN İHRAM ELBİSESİ   :   Yüz ve eller dışında vücudun tamamını örten, tesettüre uygun ve ziynet içermeyen elbisedir.
İHRAM NAMAZI   :   İhram elbisesini giyip, Hac veya Umre’ye niyet etmeden önce kılınan iki rekatlık sünnet namazıdır.
TELBİYE   :   İhrama girenlerin, niyetle birlikte okumaya başlayıp Kâbe’yi görünceye kadar tekrar etmeleri uygun görülen “Lebbeyk Allahümme Lebbeyk, Lebbeyke Lâ Şerike Leke Lebbeyk. İnnel Hamde venni’mete Leke Velmülk. Lâ Şerike Lek” duasıdır.
TEHLİL   :    “Lâ ilâhe İllâllahü Vahdehü Lâ Şerikeleh Lehülmülkü Velehülhamdü ve Hüve Âlâ Külli Şey’in Kadir.”
TEKBİR   :    “Allahüekber” lâfzı ile başlayan ve Allah’ın en büyük olduğunu ifade eden zikirdir.
KÂBE     :    Yeryüzünde ibadet maksadıyle inşa edilen ilk bina olup, bulunduğu alan Allah (c.c) katında dünyanın en kutsal yeridir. Bu mekâna “Beytullah” da denmektedir.
HACER-İ ESVED   :   Kâbe’nin doğu köşesine tavafa başlama işaret olarak konmuş olan ve Hz. Muhammed (s.a.v) tarafından,  Cennet’ten gönderildiği haber verilen koyu renkli taştır.
MÜLTEZEM KAPISI   :   Kâbe’nin güney köşesi olup, tavaf esnasında Hacer-i Esved’e gelmeden önce istilâm edilen yerdir.
KİSVE    :   Saf ipekten dokunan ve üzerinde ayetler yazılı olan siyah renkli Kâbe örtüsüdür. Ayrıca Kâbe’nin iç duvarları da yeşil ve beyaz karışımı renklerden oluşan ayetler yazılı ipek kisve ile örtülüdür.
HATİM VE HİCR-İ İSMAİL   :   Kâbe’nin kuzey duvarı önünde bulunan yarım daire şeklindeki duvara “Hatim” denir. Bu duvarla Kâbe arasındaki boşluğa ise “Hicr-i İsmail”denir. Burası Kâbe’nin iç kısmı ile aynı hükümde olup içinde sadece nafile namazlar kılınabilir.
MAKAM-I İBRAHİM   :   Hz. İbrahim’in (a.s) Kâbe’yi inşa ederken iskele olarak kullandığı ve ayak izlerinin bulunduğu taşın olduğu yer ve çevresidir.
TAVAF   :   Hacer-i Esved köşesi hizasında niyet ve istilâm ile başlayarak, Kâbe’nin etrafında usulüne uygun olarak  yedi defa dönmektir.
İSTİLÂM   :   Tavafa başlarken ve Tavaf esnasında her bir Şavtta Hacer-i Esved’i selâmlamaya verilen isimdir. Ayrıca Hacer’ül Esved’den önce bulunan Rûkn-i Yemani köşesi de istilâm edilir.
ŞAVT   :   Tavaftaki yedi dönüşten her birine “Şavt” denir.
IZTIBA   :   Erkeklerin tavaf esanısda sağ omuz ve sağ kolunu birlikte açık bulundurmalarıdır.
TAVAF NAMAZI   :   Farz, vacip sünnet ve nafile olan her tavaftan sonra kılınan iki rekât vacip namazdır. Kılınış şekli ve okunan sureler yönüyle ihram namazı gibidir.
ZEMZEM   :   Allah’ın (c.c) Hz. Hacer ve oğlu Hz. İsmail’e ihsan ettiği ve kaynağı Kabe’nin doğu tarafında bulunan suyun adıdır.
SAFA VE MERVE   :  Kâbe’nin doğu tarafından yaklaşık 450 m. mesafeli sa’y ibadetinin başlangıç ve bitiş yeri olan iki tepenin adıdır.
SA’Y   :   Safa’dan başlayıp Merve’de bitmek üzere dört gidiş ve üç gelişten ibaret olan, usulüne uygun bir yürüyüştür.
HERVELE   :   Erkeklerin sa’y yaparken yeşil direkler arasında kısa adımlarla ve koşmaya yakın hızda yürümelerine verilen isimdir.
HÂLK VE TAKSİR   :   Umrenin bitiminde erkeklerin ihramdan çıkmak için saçlarının tamamını kestirmelerine “Hâlk” bir miktar kestirmelerine ise “Taksir” denir. Hanımların ise saçlarının herhangi bir yerinin uç kısmından az miktarda kestirmeleri, ihramdan çıkmaları için yeterlidir.
NAFİLE TAVAF   :   Umre tavafını ve sa’yını yapıp ihramdan çıktıktan  sonra Mekke’de geçirilen zaman içinde ihramsız yapılan ve tavaf namazı kılınarak tamamlanan bir ibadettir.
HAREM BÖLGESİ   :   Mekke ve etrafına yayılan, Allah (c.c) tarafından“Harem Bölgesi” olarak tanımlanan, sınırları Hz. Muhammet (s.a.v) tarafından işaret olunan, bitki ve canlıları koruma altına alınan geniş alandır. 
 
                                                             

                                           Umre Nedir ve Nasıl Yapılır?

 
Umre ibadetiniz için hazırlık yapıyorsanız öncelikle bu ibadet hakkında detaylı bilgi edinmeniz; umrenin ne olduğunu, hükmünü ve nasıl yapıldığını bilmeniz yararlı olacaktır. Nas Turizm   ile Umre Turuna katılmadan önce Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hazırladığı aydınlatıcı bilgiler doğrultusunda fikir sahibi olabilir, kendinizi umre ibadetine eksiksiz hazırlayabilirsiniz.
 
Genel
Sözlükte; ziyaret etmek, uzun ömürlü olmak, evi mamur etmek, bir yerde ikamet etmek, korumak, malı çok olmak ve Allah'a kulluk etmek anlamlarındaki "a-m-r" kökünden türeyen umre; belirli bir zamana bağlı olmaksızın ihrama girip Kâbe'yi tavaf edip Safa ile Merve arasında sa'y yaptıktan sonra tıraş olup ihramdan çıkmak suretiyle yerine getirilen bir ibadettir. 

Hac ibadetinden farkı, bir zamanla sınırlı olmaması, Arafat ve Müzdelife vakfesi ile kurban kesme ve şeytan taşlama görevlerinin bulunmamasıdır. Bu bakımdan hacca, "hacc-ı ekber" (büyük hac), umreye de "hacc-ı asgar" (küçük hac) denir. 

Umrenin iki farzı vardır. İhram ve tavaf. Bunlardan ihram şart, tavaf rükündür. Vacipleri ise sa'y ile traş olup ihramdan çıkmaktır.
Umrenin Hükmü
Müslümanın ömründe bir defa umre yapması Hanefi ve Maliki mezheplerine göre müekked sünnet, Şafii ve Hanbeli mezhebine göre ise farzdır. 

Hanefi bilginlerden umrenin, vitir namazı, kurban ve fıtır sadakası gibi vacip olduğu görüşünde olanlar da vardır. 

Umrenin hükmü konusundaki ihtilaf; "Haccı ve umreyi Allah için tamamlayın..." (Bakara, 2/196.) anlamındaki ayete getirilen farklı yorumlar ile bu konuda farklı rivayetlerin bulunmasından kaynaklanmaktadır. 

Âyet-i kerime, farz olsun nafile olsun hac ve umre ibadetine başlanınca bu görevin yarım bırakılmayıp tamamlanması gerektiğini ifade ettiği gibi "Orucu akşama kadar tamamlayın" (Bakara, 2/187.) anlamındaki ayette olduğu gibi "hac görevini yerine getirin" (ekimü) anlamını da ifade eder. 

İmam Şafii ve İmam Ahmed b. Hanbel, bu ayeti hac ve umre görevini yerine getirin şeklinde bir emir olarak anlamışlar, umrenin farz olduğu içtihadında bulunmuşlardır. Ayrıca şu rivayetleri de görüşlerine delil olarak almışlardır: 

Hz. Aişe
-"Ey Allah'ın Elçisi! Kadınların cihat yapması gerekli midir"? diye sormuş, 
Hz. Peygamber aleyhisselatu vesselam, 
-Evet, (onlara) içinde savaş bulunmayan cihat (yani) hac ve umredir gereklidir" buyurmuştur. (İbn Mâce, Menasik, 8, II, 968. Şirbînî, II, 206-207.) 
"Umre küçük hacdır", (Muğnî, V, 14.) 

Sahabeden Ebü Rezin el-Ukeyli,
- "Ey Allah'ın Elçisi! Babam ihtiyar bir insandır. Ne hac ve umre ne de yolculuk yapmaya gücü yeter. (Ne yapması gerekir)" diye sormuş, 
Hz. Peygamber aleyhisselatu vesselam da, 
-"Babanın yerine sen hac ve umre görevi yap" buyurmuştur. (Ebû Dâvûd, Menâsik, 26. II, 402. İbn Mace, Menasik, 10, II, 970.) 
Umrenin farz olmadığı görüşünde olanlar ise; 

"...Gücü yetenlerin haccetmesi Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır" (Al-i İmrân, 3/ 97.) anlamındaki ayette ve İslam'ın beş temel esasını beyan eden hadis-i şerifte umrenin geçmemiş olmasını umrenin farz olmadığına delil getirmişlerdir. Şu hadisleri de görüşlerine delil olarak zikretmişlerdir: 

"Hac, farz, umre nafile bir ibadettir" (İbn Mâce, Menâsik, 8, II, 968. Tirmizî, Hac, 88. III, 270. Kâsânî, II, 226.Taberî, II, 2/212. Muğnî, V, 13.) 

Cabir ibn Abdullah'ın bildirdiğine göre bir sahabi Peygamberimiz aleyhisselatu vesselam'a 
- "Ey Allah'ın Elçisi! Umre farz mıdır diye sormuş, 
Hz. Peygamber aleyhisselatu vesselam da, 
- "Hayır, umre yapman senin için daha hayırlıdır" buyurmuştur. (Taberî, II, 2/212.Tirmizî, Hac, 88. III, 270. Ahmed, III, 316. ) 
Umrenin farz olduğu içtihadında bulunanların görüşlerine delil olarak zikrettikleri hadiste geçen "umreye küçük hac" denilmesini "sevabını beyan içindir" şeklinde açıklamışlardır. 

Abdullah ibn Ömer'in bildirdiğine göre Peygamberimiz aleyhisselatu vesselam dört defa umre yapmış, (Tirmizî, Hac, 93. III, 275) umre yapılmasını teşvik etmiş ve; 

"Umre, daha sonraki umreye kadar, ikisi arasında işlenen günahlar için kefarettir. Allah katında makbul haccın karşılığı ise ancak cennettir" (Tirmizî, Hac, 90. III, 272.) buyurmuştur.
Umrenin Zamanı
Haccın ancak hac aylarında yapılabilmesine karşılık umre için belirlenmiş her hangi bir zaman yoktur. Arife ve bayram günleri (teşrik tekbirlerinin getirildiği 5 gün) dışında her zaman umre yapılabilir. 

Arife günü sabahından bayramın 4. günü güneş batıncaya kadarki süre içinde umre yapmak tahrimen mekruhtur. Çünkü bu günler hac menasikinin yapıldığı günlerdir. 

Şafii, Maliki ve Hanbeli mezheplerine göre hac için niyetli olmayanlar; teşrik günleri dâhil yılın her gününde umre yapabilirler. 
Maliki mezhebine göre hac için niyetli bulunanlar, bayramın 4. günü güneş batıncaya kadar, Şafii mezhebine göre ise veda tavafı dışında haccın bütün menasiki tamamlanmadıkça umre yapamazlar. 

Umrenin Ramazan ayında yapılması daha faziletlidir. Peygamberimiz aleyhisselatu vesselam, 

"Ramazan ayında yapılan umre, hacca denktir" buyurmuştur. (Tirmizî, Hac, 90. III, 276.)
Umrenin Yapılışı
    • Umre yapmak isteyen kimse; gerekiyorsa koltuk altı ve kasık kıllarını giderir, saç sakal tıraşı olur, bıyıklarını düzeltir, tırnaklarını keser ve boy abdesti alır, boy abdesti alma imkânı yoksa abdest alır, vücuduna güzel koku sürünür.
    • Erkekler, atlet, kilot, çorap, elbise ve ayakkabılarını çıkarırlar. İzar ve rida adı verilen iki parça ihram örtüsüne bürünürler. Ridanın uçlarını birbirine bağlamak veya iğne ile tutturmak mekruhtur. Ayaklarına arkası ve üzeri açık terlik giyerler. Bele kemer bağlamada, sırta çanta almada ve şemsiye kullanmada bir sakınca yoktur. Kadınlar elbise ve ayakkabılarını giymeye devam ederler, başlarını açmazlar, yüzlerini de örtmezler.
    • İhramın sünneti niyeti ile iki rekât ihram namazı kılarlar. Namazın birinci rekâtında Fatiha suresinden sonra "kafirun" suresini, ikinci rekâtında ise yine Fatiha suresinden sonra "ihlâs" suresini okurlar.
    • Umre yapmak isteyen kimse afakî ise mikat sınırlarını geçmeden, Hıll bölgesinde ikamet ediyorsa bulunduğu yerde, Harem bölgesinde bulunuyorsa Hıll bölgesinde mesela Ten'im'e giderek ihrama girer.
    • İhrama, niyet etmek ve telbiye getirmek suretiyle girilir. Niyet, umre yapacağının kalben belirlenmesi demektir. Niyetin, 
    • "Allah'ım! Umre yapmak istiyorum. Onu bana kolaylaştır ve onu kabul buyur" diyerek diliyle ifade edilmesi müstehaptır.
    • Niyet ettikten sonra, 
    • "Buyur Allah'ım buyur! Buyur, senin hiçbir ortağın yoktur. Buyur, şüphesiz her türlü övgü, nimet, mülk ve hükümranlık sana mahsustur. Senin ortağın yoktur" diyerek telbiye getirir. Böylece ihrama girmiş ve ihram yasakları başlamış olur.
    • Mekke'ye varıncaya kadar vasıtalara binişte ve indiği yerde, kafilelerle karşılaştığında, şehirlere girdiğinde, akşam ve sabah, gece ve gündüz, vasıtada, yürürken, otururken, yatarken, ayakta iken, inişte, yokuşta, mekan değiştikçe ve farz namazların arkasından her fırsatta telbiye, tekbir, tehlil ve salavat-ı şerife yüksek sesle söyleyerek yolculuğuna devam eder. 
    • Telbiyeyi her söyleyişte üç defa tekrarlamak, sonra tekbir, tehlil ve salâvat-ı şerife okumak müstehaptır. 
    • Mekke'ye yaklaşıp Harem bölgesine girince
    • "Allah'ım! Burası senin haremindir, emin kıldığın yerdir. Beni cehenneme girmekten koru. Kullarını dirilttiğin gün beni azabından güvende kıl, beni dostlarından ve itaatkâr olanlardan eyle" diye dua eder.
    • Mekke'ye abdestli girmek sünnet, gündüz girmek müstehaptır. 
    • Mekke'de otele veya eve yerleşip dinlendikten sonra mümkünse boy abdesti, mümkün değilse abdest alır, yaya veya vasıta ile Mescid-i Harem'e gider. Yolda tekbir, tehlil, telbiye ve salavat-ı şerife getirir. Tevazu ve saygı ile
    • "Allah'ım! Rahmet kapılarını bana aç ve beni kovulmuş şeytandan koru" diye dua ederek Mescid-i Harem'e girer. 
    • Beytullah'ı görünce üç defa tekbir ve tehlil getirir ve şu duayı okur.
    • "Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih ederim, Her türlü övgü Allah'a mahsustur, Allah'tan başka ilah yoktur. Allah en büyüktür. Allah'ım! Bu senin Evindir. Onu Sen yücelttin, Sen şereflendirdin, Sen değerli yaptın. Onun yüceliğini, şerefini ve değerini artır. Ya Rabbi! Onun değerini artıran, onu şereflendiren, ona saygı gösteren kimsenin şerefini, saygınlığını, heybetini, yüceliğini ve iyiliğini artır. Allah'ım! Sen selamsın ve selamet ancak sendendir. Bizi selametle yaşat ve selamet yurdun olan cennetine koy, ey Celal ve ikram sahibi Allah'ım! Sen her şeyden yücesin ve her şeyden üstünsün" 
    • Bildiği başka duaları da okuyabilir. Tavafa başlamadan önce telbiyeyi keser. 
    • Hacer-i Esved hizasına gelir, yönünü ona döner, ellerini omuz hizasına kadar kaldırıp "Bismillah, Allahu Ekber" diyerek Hacer-i Esved'i selamlar, tekbir, tehlil ve tahmid getirir. Kalabalık değilse ve kimseye eziyet vermeyecekse Hacer-i Esved'i öper, kalabalık ise Hacer-i Esved'i öpmez. İstilam, sünnet, insanları itip kakmak ve eziyet vermek günahtır. Sünneti ifa etmek için günah işlenmez.
    • Umre tavafı yapmaya niyet eder. Niyetini,
    • "Allah'ım! Senin için umre tavafını yedi şavt olarak yapmak istiyorum. Onu benim için kolaylaştır ve kabul eyle" diyerek yapması müstehaptır. 
    • Tavafını, Ka'be'yi soluna alıp Hatim'in dışından dolanarak yapar. Her şavtta Rükn-i Yemani ve Hacer-i Esved'i uzaktan "Bismillah, Allahu Ekber" diyerek istilamda bulunur. Hacer-i Esved'i istilam, sünnet, Rükn-i Yemani'yi istilam ise müstehaptır. Rükn-i Yemani öpülmez, diğer köşeler istilam edilmez. 
    • Tavaf sırasında mesnun duaları veya bildiği duaları okur ve sessizce tekbir ve tehlil getirir veya Kur'an okur. 
    • Tavafın ilk dört şavtı farz; tavaf'ı cünüp, adetli ve nifas halinde değilken ve abdestli olarak yapmak, avret yerlerini örtmek, tavafı Ka'be'yi soluna alarak yapmak, tavafa Hacer-i Esved hizasından başlamak, tavafı Hatim'in dışından dolanarak yapmak, gücü yetenin tavafı yürüyerek yapması ve şavtı yediye tamamlamak vaciptir. Bunlardan biri terk edilirse dem gerekir. 
    • Tavaf'ta ıztıba' ve ilk üç şavtta remel yapar. 
    • Tavaf yedi şavta tamamladıktan sonra "Mültezem"de ve Hatim'de dua eder. Mümkünse Makam-ı İbrahim'in arkasında değilse uygun bir yerde iki rekat "tavaf namazı" kılar, bu namazı kılmak vaciptir. Namazdan sonra dua eder, peşinden zemzem içer ve Hacer-i Esved'i istilam eder. 
    • Umrenin sa'yini yapmak üzere Safa'ya gider. Yönünü Ka'be'ye döner, tekbir, tehlil, tahmid ve salât-ü selam getirir, dua eder. Sa'y yapmaya niyet eder. Niyetini,
    • Allah'ım! Senin rızan için Safa ile Merve arasında yedi şavt olarak umrenin sa'yini yapmaya niyet ediyorum" diyerek yapması müstehaptır. 
    • Sa'yini yedi şavt olarak Safa'da başlayıp Merve'de bitirir. Sa'y yaparken mesnun duaları veya bildiği duaları okur ve sessizce tekbir ve tehlil getirir veya Kur'an okur. İki yeşil ışık arasında "hervele" yapar. Sa'yi tamamlayınca Merve'de dua eder. 
    • Umre'nin sa'yi vaciptir. Terk edilirse dem gerekir.
  • Berberde veya evde veya otelde saç tıraşı olur veya saçlarını kısaltır, böylece ihramdan çıkar ve bu şekilde umre ibadetini yapmış olur.
  • Kadınlar, remel ve hervele yapmazlar. Tekbir, tehlil ve telbiyede seslerini yükseltmezler. İhramdan çıkmak için saçlarının ucundan parmak ucu kadar kesmeleri yeterlidir. Kadınlar adetli iken tavaf yapmazlar.

Her Hakkı Saklıdır © Nas Turizm 2024 Utopya Grafik Interactive Creative